Bağışıklık sistemi vücudumuzun koruma kalkanıdır. Ancak bu sistem bazen sapıtarak kendi hücrelerimize karşı savaş açabilir. İşte bu durumda karşımıza çıkan tabloya otoimmün hastalıklar diyoruz. Her 10 kişiden 1’ini etkileyen bu hastalık grubu, düşündüğümüzden çok daha yaygın. Peki, otoimmün hastalıklar neden olur? Kimler risk altında? Ve bu riski azaltmak için neler yapabiliriz?
Otoimmün Hastalıklar Nedir?
Otoimmün hastalıklar, bağışıklık sisteminin vücudun kendi hücrelerini “yabancı düşman” gibi algılayarak saldırıya geçmesiyle ortaya çıkar. Normalde virüs ve bakterilere karşı savaşan bu sistem, otoimmün hastalıklarda sağlıklı dokuları da hedef alır. Sonuç olarak; iltihaplanma, ağrı, yorgunluk ve zamanla organ hasarına kadar varan ciddi problemler ortaya çıkabilir.
Bugün tanımlanmış 80’den fazla otoimmün hastalık vardır ve bu hastalıklar, vücudun farklı bölgelerini etkileyebilir.
En Yaygın Otoimmün Hastalıklar Nelerdir?
Otoimmün hastalıklar çok çeşitli olabilir. En sık görülenler arasında şunlar yer alır:
-
Çölyak hastalığı
-
Hashimoto tiroiditi
-
Graves hastalığı
-
Romatoid artrit
-
Sistemik lupus eritematozus (lupus)
-
Ülseratif kolit ve Crohn hastalığı
-
Tip 1 diyabet
-
Multipl skleroz (MS)
-
Sedef hastalığı
Bu hastalıklar bağırsağı, tiroidi, eklemleri, cildi, pankreası hatta sinir sistemini bile etkileyebilir.
Hücresel Tehdit Yanıtı ve Otoimmünite
Hücresel Tehdit Yanıtı (CDR – Cell Danger Response), vücudun hücresel düzeyde tehlikeye karşı geliştirdiği doğal bir savunma mekanizmasıdır. Bu yanıt kısa vadede hayat kurtarıcı olabilir. Ancak kronik stres, kötü beslenme ve toksin maruziyeti gibi durumlar bu yanıtı sürekli “açık” hale getirir. Bu da bağışıklık sisteminin sapmasına ve otoimmün hastalıkların gelişmesine zemin hazırlar.
Otoimmün Hastalıklara Neden Olan 7 Faktör
Otoimmün hastalıkların ortaya çıkışında genetik yatkınlık kadar yaşam tarzı da etkilidir. İşte en önemli 7 risk faktörü:
-
Sızdıran Bağırsak (Leaky Gut): Bağırsak duvarının geçirgen hale gelmesi, toksinlerin ve gıda parçacıklarının kana karışmasına neden olur. Bu durum bağışıklık sistemini alarma geçirir.
-
Yüksek Toksin Yükü: Tarım ilaçları, ağır metaller, temizlik ürünleri ve hava kirliliği gibi çevresel toksinler bağışıklık sistemini yorar.
-
Kan Şekeri Dengesizliği: Aşırı şeker tüketimi insülin direnci yaratır, bu da enflamasyonu artırarak bağışıklık sistemini olumsuz etkiler.
-
Kronik Stres: Uzun süren stres, bağışıklık sisteminin kontrolünü bozar.
-
Uyku ve Sirkadiyen Ritim Bozukluğu: Kalitesiz uyku ve gece geç saatlerde uyanık kalma, bağışıklık sistemini zayıflatabilir.
-
Kronik Enfeksiyonlar: Özellikle ağız ve bağırsak bölgesindeki enfeksiyonlar otoimmün tepkileri tetikleyebilir.
-
Besin Öğesi Eksiklikleri: D vitamini, çinko, selenyum, B vitaminleri ve omega-3 yağ asitleri eksikliği bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasını engeller.
Otoimmün Hastalık Riskini Azaltmak İçin Ne Yapabiliriz?
Her ne kadar genetik yatkınlık önemli bir faktör olsa da, yaşam tarzında yapılacak bazı değişikliklerle otoimmün hastalık riski azaltılabilir:
-
Bağırsak sağlığınızı güçlendirin: Prebiyotik ve probiyotik içeren gıdalar tüketin. Gerekirse mide asidi destekleri hakkında bir uzmandan yardım alın.
-
Toksinlerden uzak durun: Doğal temizlik ürünleri kullanın, işlenmiş gıdalardan uzak durun.
-
Kan şekerinizi dengeleyin: Rafine şeker ve basit karbonhidratları sınırlayın, dengeli bir glisemik yük sağlayın.
-
Stresi yönetin: Yoga, meditasyon, doğa yürüyüşleri gibi rahatlatıcı teknikleri hayatınıza dahil edin.
-
Uyku düzeni oluşturun: Her gün aynı saatte uyuyup uyanmaya çalışın. Uyku öncesi ekran kullanımını sınırlayın.
-
Kronik enfeksiyonlara dikkat edin: Ağız sağlığınızı ihmal etmeyin, şüpheli belirtilerde mutlaka hekime başvurun.
-
Besin takviyesi kullanımı: Gerekli görülürse, D vitamini, omega-3, çinko gibi takviyelerle destek alın.
Sonuç: Bağışıklık Denge İşidir
Otoimmün hastalıklar karmaşık bir sürecin sonucudur. Ancak yaşam tarzı seçimleri bu süreçte belirleyici bir rol oynar. Vücudunuza iyi bakar, dengenizi korursanız bağışıklık sisteminiz size zarar vermek yerine sizi korur.
Unutmayın, sağlıklı yaşam küçük ama tutarlı adımlarla başlar. Dengeyi sağlayın, bedeninizi dinleyin ve sağlığınızı öncelik haline getirin.
Kaynak
1. Davidson, A., & Diamond, B. (2001). Autoimmune diseases. New England Journal of Medicine, 345(5), 340–350. https://doi.org/10.1056/NEJM200108023450506
2. Ramos, P. S., Shedlock, A. M., & Langefeld, C. D. (2015). Genetics of autoimmune diseases: Insights from population genetics. Journal of Human Genetics, 60(11), 657–664. https://doi.org/10.1038/jhg.2015.91
3. Lerner, A., Jeremias, P., & Matthias, T. (2015). The world incidence and prevalence of autoimmune diseases is increasing. International Journal of Celiac Disease, 3(4), 151–155. https://doi.org/10.12691/ijcd-3-4-8
4. Rose, N. R., & Mackay, I. R. (2019). The Autoimmune Diseases (6th ed.). Academic Press.
5. Wang, L., Wang, F. S., & Gershwin, M. E. (2015). Human autoimmune diseases: A comprehensive update. Journal of Internal Medicine, 278(4), 369–395. https://doi.org/10.1111/joim.12398